>
Güzel şeyler konuşalım artık :)
Çok daha iyi artık. Bugün daha bir “kendi” gibiydi :) Geçmiş günlere göre daha güzel yemiş, canlandı, hareketlendi. Çok şükür. Gün içinde uyumak istememiş, kadıncağız yemeğin soğanını MK’yı ayağında sallarken soyup doğramak zorunda kalmış! Bunu duyunca, hah düzelmiş dedim :) Şu an uyuyor. Her geçen gün daha iyi olur inşallah.
Eşim yarın akşam uçağa binecek, kısmetse perşembe sabahı inecek. Gelir gelmez gitsin oğlunu görsün :) Aslında onlar buluşurken yanlarında olmak istiyorum, MK’nın sevincine şahit olmak istiyorum :)
Yeni bir dizi keşfettim. Yol Arkadaşım. 2 gündür çalışırken arka planda radyo tiyatrosu olarak dinliyor, ara sıra da sahnelerine göz atıyorum. Süper bir dizi değil, 5 üzerinden.. eh işte ikibuçuktan üç veririm :)
Ama bazı yönlerden tam notu hak ediyor. Aldatma, kadının kendi ayakları üzerinde durabilmesi, çölleşen Türkiye ve hatta zeytinyağı üretimi gibi çok çeşitli konularda güzel mesajlar veriyorlar.
Ayrıca yöresel dili çok güzel taklit etmişler. Sadece ağız denilen konuşma stili değil, küçük kasaba halkının kafa yapısını, olaylara yaklaşımını birebir yansıtmışlar. Gözlemle falan olacak şey değil, senarist oralarda doğup büyümüş sanırım :)
Bazen öyle diyaloglar oluyor ki, kafamın içinden karakterin vereceği cevap otomatikman geçiyor ve hemen arkasından, kelimesi kelimesine aynı cevap dizi karakterinden geliyor :)) Sanki komşularla ‘toplaşmışız’ da onlar konuşurken ben dinliyormuşum gibi hissediyorum.
Bazen gülerek, bazen hüzünlenerek dinliyorum diziyi.
Beni çocukluğuma ve gençliğime götürüyor. Aynı sofralar, aynı telaşlar, aynı heyecanlar, aynı dedikodular… Bir zamanlar içinde olduğum bir yaşam. Karakterlerinin yavaş yavaş eksildiği sahneler. Bir daha asla aynı sahnelerin olamayacağını, sahneler benzese de karakterlerin farklı olacağını biliyorum. Ama biliyorum ki artık bizler için, başkalarının hayatlarının dolu dolu karakterleri olma zamanı geldi. Artık bizler teyze, yenge, anneanne olacağız o sahnenin içine.. Bizden öncekiler rollerini bize devredip çekilirken, başkalarının neşe kaynağı, çocukluk yadigarı biz olacağız. Olmalıyız. Arkadan gülümsenerek, rahmetle yad edilemek için…
Geçen aylarda SKY denilen şirkete üye olduk. İnternet bağlantısı, telefon, süpper tv kanalları falan. Buraya kadar güzel. Hatta üstüne fazladan para ödedim, sevdiğim diziler CSI’ları, Without a Trace’i, House’u, Law and Order’ları istediğim kadar, istediğim zaman seyredebileyim diye.
Buraya kadar güzel.
Sorun ne?
Rüzgar esiyor bağlantı kopuyor, yağmur yağıyor bağlantı kopuyor! Burası İngiltere! Bütün yıl yağmur yağar, eylülden mayısa kadar da rüzgar eser! Ne anladım ben bu işten?
Yukardaki fotoyu çektim geçen gün. Casino Royal’in en heyecanlı sahnesinde cart diye gitti bağlantı! Bir başka gün de bir filmin tam en son sanesinde koptu! Öyle bir sahne ki biri ak, biri kara iki seçenek var karakterin başına gelecek, ve evet, göremedim en önemli son sahneyi!!!!
Bugün hava çiseliyordu, saatlerdir bağlantı yok.
Bu fotoyu SKY’a ve bulduğum tüm site ve forumlara yollayayım da biraz dalga geçeyim :))
Şimdi aklıma geldi, işin daha daha komiği..
Freeview diye bir sistem var. O da dijital. Küçük bir kutu alıyorsunuz, 10 pound/sterling falan bir şey ödüyorsunuz bir seferlik. Öyle sky ya da diğer şirketler gibi aylık ödeme falan yok. Takıyorsunuz o kutuyu tv’nize, izliyorsunuz. Tabi diğerleri gibi çok kanal yok ama o kutu olmaksızın ülke çapında yayın yapan 5 kanalı izleyebilirsiniz sadece. O cüzi ücretle aldığınız ve bir daha hiç bir ödeme yapmadığınız kutu ile işe yarar 30-40 kanal izleyebiliyorsunuz.
Ve evet, sky zırt pırt kopup saç baş yoldururken bu beleş kutu tıkır tıkır çalışıyor! O kadar para ödedik sky’a, yağmur yağıp rüzgar esince gene paşa paşa freeview’i izliyoruz :)
ORUÇLU İSENİZ LÜTFEN GERİSİNİ İFTARDAN SONRA OKUYUNUZ!
BENDEN GÜNAH GİTTİ :))
Sevgili Meltem’in blogunda resmini gördüğüm ve daha resimden ne kadar lezzetli oldukları belli olan poğaçalarının tarifini istemiştim. Sağolsun o da yazıp göndermişti, aylaar önce. Ancak bugün yapma fırsatım oldu. MK bakıcısında, ben de çalışmaya biraz ara vermişken :)